İlamsız İcra Nedir? Şartları, Süreci ve İtiraz Yolları (Kapsamlı Rehber)

Ticari hayatta veya bireysel ilişkilerde alacakların tahsili, zaman zaman zorlu bir sürece dönüşebilir. Alacaklıların, ellerinde bir mahkeme kararı (ilam) olmaksızın borçlu aleyhine başlatabildikleri en hızlı ve pratik yol ilamsız icra takibidir. Peki, ilamsız icra nedir, hangi durumlarda başvurulur ve süreç nasıl işler? İşte, alacaklılar ve borçlular için ilamsız icra hakkında bilinmesi gereken tüm detaylar.

İlamsız İcra Takibi Nedir?

İlamsız icra, alacaklının elinde herhangi bir mahkeme kararı veya ilam niteliğinde belge bulunmadan, doğrudan İcra Dairesi’ne başvurarak başlattığı hukuki bir takip yoludur. İcra ve İflas Kanunu’na (İİK) göre düzenlenen bu yöntem, özellikle para ve teminat alacakları için kullanılır.

Bu yöntemin en belirgin özelliği, alacağın varlığını ispatlayan bir belgenin takibin başında zorunlu olmamasıdır (ancak itiraz durumunda ispat gerekecektir). Bu sayede alacaklılar, uzun süren dava süreçlerini beklemeden tahsilat sürecini başlatabilirler.

Hangi Alacaklar İçin İlamsız İcra Başlatılabilir?

İlamsız icra yolu her türlü alacak için kullanılamaz. Sadece aşağıdaki durumlar için geçerlidir:

Para Alacakları: Ödenmeyen faturalar, elden verilen borçlar, cari hesap alacakları.

Teminat Alacakları: Bir sözleşmeye dayalı teminatın iadesi gibi durumlar.

Önemli Not: Gayrimenkul tahliyesi veya teslimi, bir işin yapılması gibi talepler için genel haciz yoluyla ilamsız takip yapılamaz.

İlamsız İcra Takibi Nasıl Yapılır? (Adım Adım Süreç)

İlamsız icra süreci, alacaklının yetkili İcra Dairesi’ne başvurusu ile başlar. Süreç şu adımlarla ilerler:

  1. Takip Talebi: Alacaklı, borçlunun kimlik bilgilerini ve alacak miktarını içeren bir takip talebi ile icra dairesine başvurur.

  2. Ödeme Emri Gönderimi: İcra dairesi, talebi inceledikten sonra borçluya “Ödeme Emri” (Örnek No: 7) gönderir.

  3. Tebligat Süreci: Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesiyle yasal süreler işlemeye başlar.

 

Borçlu İçin Kritik Süreç: 7 Günlük İtiraz Süresi

Ödeme emrini tebliğ alan borçlunun önünde iki temel seçenek vardır:

Borcu Kabul Etmek: Borçlu, tebliğden itibaren 7 gün içinde borcu öderse dosya kapanır.

Borca İtiraz Etmek: Borçlu, borcun tamamına, bir kısmına veya faiz oranlarına itiraz edebilir. Ayrıca icra dairesinin yetkisine de itiraz hakkı vardır. Bu itirazın 7 gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak yapılması şarttır.

Dikkat: Borçlu 7 gün içinde hiçbir işlem yapmazsa (ne öder ne de itiraz ederse), takip kesinleşir ve alacaklı haciz işlemlerine başlayabilir.

Borçlu İtiraz Ederse Ne Olur?

İlamsız icranın en kritik noktası burasıdır. Borçlu süresi içinde itiraz ederse icra takibi kendiliğinden durur. Bu noktadan sonra top tekrar alacaklıya geçer. Alacaklının takibe devam edebilmesi için iki yolu vardır:

1. İtirazın İptali Davası

Genel mahkemelerde (Asliye Hukuk, Sulh Hukuk vb.) açılan bir davadır. Alacaklı, alacağını genel hükümlere göre (tanık, yemin, bilirkişi vb.) ispatlamaya çalışır. Haklı bulunursa, borçlu ayrıca %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilebilir.

2. İtirazın Kaldırılması Davası

Bu yol daha hızlıdır ancak daha katı ispat şartları vardır. Alacaklının elinde İİK Madde 68’de sayılan belgelerden biri (imzası noterce onaylanmış senet, resmi dairelerin makbuzları vb.) varsa, İcra Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak itirazın kaldırılmasını isteyebilir.

İlamsız İcrada İspatın Önemi: Belge Saklama

Her ne kadar takibi başlatmak için belge şart olmasa da, olası bir itiraz durumunda elinizde yazılı delillerin olması hayati önem taşır. Ticari hayatta alacaklıların şu belgeleri düzenli arşivlemesi önerilir:

Yazılı sözleşmeler

Faturalar ve irsaliyeler

Banka dekontları (Açıklama kısmında borcun nedeninin yazılması önemlidir)

E-posta ve WhatsApp yazışmaları (Delil başlangıcı sayılabilir)

Cari hesap mutabakatları

Özet: İlamsız İcra Neden Tercih Edilir?

İlamsız icra; hızlı, pratik ve ekonomik bir yöntemdir. Mahkeme harçları ve uzun dava süreleri olmadan borçluyu ödemeye teşvik eder. Ancak borçlunun itiraz hakkı olduğu ve itiraz durumunda sürecin uzayabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle süreci bir avukat desteği ile yürütmek, hak kaybı yaşanmaması adına önemlidir.